Uz. Fzt. Duygu Türker, Fzt. Cemil Özal, Doç.Dr. Fzt. Akmer Mutlu
Hacettepe Üniversitesi Saglik Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, SP Ünitesi
Çocuk Fizyoterapistleri Dernegi
Serebral Palsi (SP)’nin tedavisi uzun ve karmasik bir süreçtir. Çocugun tedavisi; yasina, tablosuna, etkilenme oranina ve görme, isitme, nöbet gibi eslik edebilecek diger problemlere göre degisiklik gösterebilmektedir. Tip ve bilimin günümüzde hizli bir sekilde ilerlemesi, SP’li çocuklarin tedavisinde de yeni tedavi yaklasimlarini gündeme getirmektedir. SP’li çocuga sahip aileler; çocuklarinin bagimsizlik kazanarak en üst seviyeye ulasmasini hedeflemektedirler. Bu anlamda çogu SP’li çocuk ailesi yeni arayislar ve umutlarla alternatif yöntemlere yönelmekte ve ek tedavi olarak bu yaklasimlari çocuklarinin programlarina eklemektedirler.Yapilan arastirmalar ailelerin %50’sinin bu tür tedavileri aramakta oldugunu göstermektedir, bizim klinik tecrübelerimiz ise; bu oranin %50 den daha fazla oldugu yönündedir. Bununla beraber, alternatif tedavi arayan ailelerin %50’si aldiklari tedaviden memnun iken, sadece %1’i klasik tibba inanmadiklarindan bu yöntemlere basvurmaktadirlar. Çocugun yasinin küçük olmasi, hareket yetisinin kisitlilik derecesi (ör. hem kollari hem bacaklari etkilenmis olan kuadriparetik tip SP), annenin üniversite mezunu olmasi gibi faktörler alternatif yaklasimlari tercih etmede ya da etmemede önem kazanmaktadir. Günümüzde ailelerin en yaygin olarak basvurdugu alternatif tedavi yaklasimlarindan biri de “Refleksoloji” dir.
Bu yazimizda ki amacimiz; fizyoterapistlere ve ailelere bu alternatif yaklasimlardan biri olan refleksoloji yöntemini bir kez daha tanitarak, Türkiye’mizde bazi ticari kaygilarla ne yazik ki zaman zaman “mucizevi” olarak gösterilen bu yaklasimi sizlere akademisyen ve fizyoterapist gözüyle sunmaktir.
Refleksoloji:
Tamamlayici ve alternatif tedavi yöntemi olarak kullanilan refleksoloji, bedenin tüm bölgelerine, organlarina ve endokrin bezlere karsilik gelen el ve ayaklardaki refleks noktalarina, el ve parmaklarla uygulanan bir masaj teknigidir.
Ayni zamanda “zon terapisi” de denilen refleksolojide, bedenin kendi kendini tedavi etme mekanizmasi harekete geçirilerek bedende fizyolojik bir rahatlama saglanir. Ayni zamanda kan akimi hizlanir, homeostazis denilen vücudun iç dengesi gelisir. Refleksoloji basinç noktalariyla iliskili olan çesitli organ ve hücrelerde, sonuçta tüm vücutta serbest enerji akisini saglamayi amaçlar.
Refleksolojinin tarihcesi:
Refleksoloji, geçmisi Eski Misir’a ve milattan önce 3000’li yillara kadar dayanan yardimci ve tamamlayici bir alternatif tedavi biçimidir. Modern refleksoloji ise 20. yüzyilin basina Dr. Fitzgerald ortaya attigi, daha sonraki yillarda E. Ingham tarafindan gelistirilen “Bölge Terapisi”ne (Zone Therapy) dayanmaktadir. Ingham, vücuttaki her organin ayaklardaki uzantisini ortaya çikarir; vücudun sag taraftaki organlarinin yerinin sag ayakta, sol taraftaki organlarin yerinin ise sol ayakta, akciger ve böbrek gibi her iki yönde bulunan organlarin yerinin ise her iki ayakta oldugunu belirtmistir.
Refleksolojinin etki mekanizmasi ve uygulama alanlari:
Refleksolojinin etki mekanizmasi kesin olarak açik degildir. Refleksolojinin fizyolojik etkilerinin açiklanmasi çesitli teorilere dayanir. Bu teoriler:
1-Enerji Teorisi; Organlarin elektromanyetik alanlar yoluyla iletisimde oldugu ve refleksolojinin tikanmis kanallardaki enerjinin tekrar dolasmasina yardimci oldugu fikrini savunur. Belirli bir bölgedeki enerji akisini engelleyen herhangi bir bozuklugun, ayni bölgede bulunan diger vücut kisimlarinin saglikli isleyisine müdahale edecegi görüsüne inanilir.
2-Laktik Asit Teorisi; Laktik asit’in ayaklarda mikro kristaller olarak depolanmasi ve refleksolojinin bu kristalleri erittigi, enerjinin serbest akimina izin verdigine dayanan bir teoridir. Bu islem toksinlerden kurtulma olarak adlandirilmistir ve toksinlerin bulundugu bölgeye bagli olarak belirli semptomlarin ortaya çiktigini savunur.
3-Sinir Reseptorlerini Algilama Teorisi; Ayaklar, eller ve kulaklardaki reflekslerin organlari etkiledigini, vücuttaki organlar ve bu refleks bölgeleri arasinda bir baglantinin var oldugunu savunan bir teoridir. Refleksolojinin sinir noktalarini belirli tekniklerle uyarmasinin ortaya elektrokimyasal mesajlar çikardigini, böylelikle nöronlarin yardimiyla ilgili organlari uyardigini, fiziksel problemlerle ilgili gerginlik ve stresi rahatlatarak onlarin gevsemesini sagladigini savunur. Bu gevseme otonom yaniti etkiler ki bu, sirasiyla, endokrin, immün ve nöropeptit sistemi etkiler. Masaj oldugu için cilt cilde temas endorfin ve diger salgilarin salinimina yol açaragrinin azalmasina yardimci olur ve iyilik hissini artirir.
4- Sinir Uyari Teorisi Veya Otonomik-Somatik Birlesme Teorisi; Refleksoloji süresince reseptörlere hücrelerdeki plazma membranlarindaki açik iyonik kanallardan basinç uygulandigi ve iletilen mesaji spinal korda ve/veya beyine ulastirmak için potansiyel lokal bir hareket sagladigini ileri sürer. Refleksoloji spinal kordda nöronlarin iç baglantisi yoluyla kaslara motor emirler gitmesiyle ayaktan, elden veya kulaktan gelen sensor mesajin birlesmesi sonucu kaslarda direk etkiye sahip olabilir.
Özetle;
Refleksoloji Masaji’nin Temelleri
-Iç organlar disaridan indirekt olarak deri üzerinden etki altina alinabilirler.
-Iç organ hastaliklari etkilenen organdan uzakta palpe edilebilir, etki ve tedavi edilebilirler.
-Vücudun tüm bölgelerine vegedatif sistem kullanilarak ayak tabanindan uyari gönderilerek etki edilebilir.
-Tüm organlar ayak tabaninda temsil edilirler.
-Ayaklardaki refleks zon bölgeleri vücuda uyum göstermektedirler.
Refleksoloji’nin Etki Mekanizmasi
Yogun noktasal uyari veya impuls ilgili refleks zone bölgesinin gevsemesine yol açar. Bu uyari dokunun kanlanmasini saglar ve nörolojik sinir refleks yolu ile ilgili organa iletilir. Bununla beraber dolasim ve lenfatik sistemler de uyarilir. Vücut enerjisi dengelenir ve iyilesme saglanir.
Endikasyon ve Kontraendikasyonlari
Günümüzde refleksoloji anksiyete, depresyon, stres, panik atak, yorgunluk, uykusuzluk, migren, bas agrisi, sirt agrisi, eklem agrilari, kabizlik, egzama gibi dermatolojik sorunlar, bagisiklik sistemini güçlendirmek, bulanti ve kusmayi rahatlatmak, kanser agrilarini ve kemoterapinin yan etkilerini hafifletmek, menopoz gibi rahatsizliklarin hafifletilmesinde yaygin olarak kullanilmaktadir
Akut enfeksiyonlar ve atesli durumlar, derin ven trombozu, kalp krizi, cerrahi durumlar, acik yaralara, gebeligin ilk trimestirinde refleksolojinin kullanilmasi sakincalidir.
Refleksoloji tedavisi son zamanlarda engelli bireyler için de yaygin olarak kullanilmaya baslanmistir. Özel gereksinimli bireylerin tedavisindeki ilk uygulamalar Rusya ve Amerika’da yapilmis, birçok olumlu sonuç alindigina dair bilgiler olmasina karsin bilimsel verilerle ispatlanmamistir. Ilk uygulamalar otistik ve serebral palsili çocuklar üzerinde denenmistir. Günümüzde hem söz konusu engel gruplari, hem de dikkat eksikligi, konusma bozukluklari ve motor geriligi olan bireylerin tedavisinde gerekli tibbi tedavileri ve uygulamalara ilaveten alternatif ve ek olarak kullanilmaktadir. Ancak özellikle Serebral Palsili çocuklarda refleksoloji ile ilgili henüz bilimsel kanita dayali hiçbir veriye rastlanmamaktadir
Uygulama Süresi
Terapi seanslari ortalama 30 dakika sürer. Tedavi süresi ise, kisiye ve soruna göre belirlenir. Ilk seanslarda sorunlarda artis görülmesinin olabilecegi ve bunun da iyilesme sürecinde bedenin dogal bir tepkisi oldugu söylenir.
Sonuç olarak;
Alternatif tedavi yöntemleri günümüzde oldukça sik tercih edilmektedir. Gelismis ülkelerde destekleyici terapiler siniflamasi içinde yer almaktadir. Gelismekte olan ülkelerde ise uygulanan rehabilitasyon yöntemlerine es tutulmaya çalisilmaktadir. Klasik tip ile alternatif tip serebral palsi için bireysel (vaka) düzeyde tartisilabilir.
Gerçek olan hastalarin kendi tedavi protokollerine bagli kalmalari, alternatif yöntemleri tedavinin alternatifi olarak degil destekleyicisi olarak kabul etmeleri gerekmektedir.
Günümüzde maalesef hastayi tamamen düzeltecek mucize yöntemler bulunmamaktadir. Hastalarin çocuklarinin en iyi düzeye gelmeleri için gösterdikleri çabalardan faydalanmak isteyen kisilere ve kurumlara karsi dikkatli olmalari gerekmektedir. Serebral Palsi`li bir bireyin rehabilitasyonunda “mucize yöntem yoktur dogru yöntem vardir”. Alternatif yöntemler kanitsal rehabilitasyon yöntemlerinin yerini alamaz.