Ecz.Alper Pehlivanlı

Afyonkarahisar Eczacı Odası Başkanı

GENEL KURULLAR VE SONRASI

Eczacı Odaları, Anayasanın 135. maddesi ve 6643 sayılı TEB kanununa göre kurulan, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.

Eczacı Odası Genel Kurulları, mesleğimizin içerisinde bulunduğu sorunları konuşmamızı sağlayan, fikirlerin paylaşıldığı, eczacı odalarının çalışmalarının tartışıldığı, mesleki demokrasimizin vazgeçilmezi olan, önemli toplantılardır. Genel kurulların ve seçimlerin yüksek katılım oranı ile yapılması, yeni seçilen yetkili kurullara güç vermekle birlikte, yöneticilerin sorumluluğunu ve de yönetimlerden hesap sorulabilirliği de artırmaktadır.

Eczacı Odası Genel Kurullarını ve seçimlerini gerçekleştirdiğimiz bu günlerde, mesleki sorunlarımızı irdelediğimizde, özellikle iki sorunumuzun mesleğimizi tehdit ettiğini görüyoruz.

- Birincisi, eczacılık fakültesi sayısında meydana gelen artış ve YÖK tarafından verilen yüksek kontenjanlar ile birlikte yaşanan istihdam sorunudur.

Genç eczacılar, mesleğimizin ve ülkemizin geleceğidir. "Eczacılık fakültesini tercih etmeselerdi" diyerek genç meslektaşlarımızın sorunlarını görmezden gelmeye de kesinlikle hakkımız yoktur. Meslek örgütü olarak genç meslektaşlarımızın, istihdam, yardımcı eczacılık, ruhsat devri vb. sorunlarıyla ilgili olarak, hep birlikte oturup kafa yormalı, sadece sorunları tespit etmek yerine, sorunların çözümü için de harekete geçmeliyiz.

- İkinci büyük sorunumuz ise, Ülkemizde ilaç eczacılık politikalarında yapılan değişiklikle birlikte, 2009 yılında ℅1.6 olan, kamu ilaç harcamasının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içerisindeki payının, günümüzde ℅0.8'lere kadar gerilemesidir.

2005 yılında SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devri ve her sigortalının dilediği eczaneden ilaç alabiliyor olması ile birlikte, eczacılık mesleğinde olumlu hava estiği düşünülse de, hemen sonrasında, sağlıkta dönüşüm programı uygulamaları sonucunda, geldiğimiz noktada, kurumlar artık mümkün olduğunca, ilaç harcamalarından çekilmeye çalışmaktadır. Yeni ilaçların birçoğu ülkemize gelmediği gibi, bazı ilaç firmaları mevcut bazı ilaçlarını da ülkemiz piyasasından geri çekmek istemektedir.

Ayrıca eczacıların pandemide ve deprem sonrasında yaptığı özverili çalışmalar, sağlık sisteminin ilk ve son noktası olarak verdikleri olumlu katkılar, ilgili otorite tarafından görülmemekte ve eczacılar sağlık sisteminde geri plana atılmak istenmektedir.

Bu politika sonucunda; yıllar içerisinde, ilaç yoklarında, fiyat farklarında, yurt dışından alternatif geri ödeme ile getirtilen ilaç sayısında ve kamu kurum iskontosu sorunlarında artış, kamu eczacılarının özlük haklarında ve eczane ekonomilerinde düşüş meydana gelmekte ve eczacılar toplum nezdinde itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır.

Mustafa Kemal ATATÜRK "Bir αmαcα doğru yürürken, kişisel düşünce ve çıkαrlαrı, bir tαrαfα bırαkαrαk, el ele vermek icαp eder. Bαşαrının sırrı budur." der.

Eczacı meslek örgütü olarak enseyi karartmak gibi bir lüksümüz yok. Eczacı Odası Genel kurullarımız sonrasında, Atatürk'ün bu sözlerini de dikkate alarak, kısa, orta ve uzun vadeli sorunlarımızı önem sırasına göre ele almalı, mesleğimiz için vizyoner projeler üretmeli ve de çok çalışmalıyız.

Meslek örgütü içerisindeki kopukluklara mahal vermeden, birlikte hareket ederek, sorunlara palyatif tedbirler yerine kalıcı çözümler bulmalı ve 184 yıllık akademik geçmişimizle, 67 yıllık tecrübemiz ve gücümüzle, mesleğimizin geleceğini sağlam temellere oturtmalıyız.

Tüm bunları yapabilmek için; eczacı odalarımız, birliğimiz ve özellikle de, sanayide, kamuda, eczanelerde, ilacın olduğu her yerde, özveri ile görev yapan tüm meslektaşlarımız ile birlikte, el ele vererek,

HAREKETE GEÇMEK ZORUNDAYIZ.

Son Söz: Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı. Harekete geçin(Paulo Coelho)

 

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat