İki generale yolsuzluk suçlaması
İnci Hekimoglu
Sağlık Bakanlığı ile SSK'ya fahiş fiyatla ilaç satan ilaç firmaları arasında adı geçen ABBOT firmasına Haydarpaşa Tıp Akademisi'nin (GATA) ihalelerinde çıkar sağladıkları iddiasıyla iki tuğgeneral, altı subay ve bir sivil memur hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı'na verilen suç duyurusu dilekçesinde, "MSB ihalelerine fesat karıştırıldığı, şikeli şartname hazırlandığı, görevin ihmal ve suiistimal edildiği" iddiaları yer aldı. İhaleye katılan Gökçeoğlu Medikal Hizmetler şirketi yetkilisi Mehmet Selim Ye-tiş'in suç duyurusunda, ihalelerde "İllegal ve çıkar amaçlı bir devleti soyma planı"nın aşama aşama gerçekleştirildiği ve sorumlularının "maalesef bugüne kadar hesap vermedikleri" öne sürüldü. Askeri Savcılığa verilen 30.10. 2004 tarihli suç duyurusunda, "Şikeli şartname ve ihale ile yasa ve yönetmeliklere aykırı, yanlı mal kabul muayenesi yapmak sureti ile ihaleye fesat karıştırma, görevi savsaklama, görevi ihmal ve suiistimal ve hakikate aykırı evrak düzenleme, hakikate aykırı beyanda bulunarak şirkete ve hazine zararına sebebiyet vermek" iddialarına yer verildi. "Sanıklar" bölümünde ise şu isimler yer aldı: Tuğgeneral R.V. (İç Tedarik Daire Başkanı), Tabip Tuğgeneral Ö.Y.Ö. (GATA Komutanı), Albay E.S. (Bölge Başkanı), Deniz Piyade Kıdemli Albay S.U. (5 No'lu Muayene Komisyonu Başkanı), Veteriner Hekim Binbaşı M. D. (1 No'lu Muayene Komisyonu Başkanı), Eczacı Üsteğmen U. Y. (GATA Saymanı), Binbaşı E. Y. (İkmal Şube Müdürü), sivil memur N. D. (Sağlık Tedarik Uzmanı)."
KAZANILAN İHALE REDDEDİLDİ
Gökçeoğlu şirketi, MSB İstanbul İç Tedarik Bölge Başkanlığı'nca, Haydarpaşa GATA için, 21.9.2000 tarihinde yapılan "Transpac IV tekli ve Transpac çiftli tıbbi malzeme" ihalesini, 37 milyar 500 milyon ihale bedeli üzerinden yüzde 27 fiyat kırarak, 27 milyar 375 milyon lira bedelle aldı. Ancak, süresinde teslim edilen mal, Albay S.U. başkanlığındaki komisyon tarafından, teknik şartnamedeki "bütün maddelere aykırı" bulunarak, ilk muayenede reddedildi. Selim Yetiş, "Transpac IV tekli" adlı tıbbi malzemeyi talep üzerine, ihale şartnamesinde olmamasına rağmen enjektörlü olarak değiştirip yeniden teslim ettiklerini, ancak, usule aykırı olarak, biri hariç tümü aynı kişilerden oluşan muayene komisyonunca incelenen malzemenin bu kez şartnamenin iki maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini söyledi.
BİR KEZ DAHA ABBOT ŞİRKETİ
Ret gerekçelerinin 'nesnellikten' uzak olduğunu savunarak karşılığında, kendi belgelerini de suç duyurusuna ekleyen Selim Yetiş, tamamen bir ürüne yönelik şartname hazırlandığını ve bu şartnameye göre ihale yapıldığını belirterek, amacın Abbot'a ihaleyi kazanmasını sağlamak olduğunu savundu. Abbot şirketinin ismi "ilaç yolsuzluğu" olayında da adı geçmiş ve Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu raporlarında, Sağlık Bakanlı-ğı'na fahiş fiyatla mal satan ilaç şirketleri arasında sayılmıştı. Selim Yetiş'in, iddialarına dayanak teşkil eden belgelerle, içtihat kararlarını da eklediği 12 sayfalık suç duyurusunda, ihalenin hiçbir aşamasında usul ve yönetmeliklere uygun davranılmadığı kaydedildi. Dilekçenin son bölümündeki iddialar ise şu ifadelerle yer alıyor: "Muayeneler aşamasında yapılan müracaatlarımız ve delile dayanan itirazlarımızın hiç dikkate alınmadan illegal planın devam ettirilmesinin amacı, sayın savcılığınızca mutlaka değerlendirilecektir."
SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEDİ
Askeri Savcılık, suç duyurusunun, "gereğinin yapılması" için izin verilmesi talebiyle Kuzey Deniz Saha Komutanlığı'na gönderdi. Ancak, komutanlıktan "soruşturma izni" verilmeyince dosya rafa kalktı. Ancak sözkonusu ihale de dahil olmak üzere üç ayrı ihale için Mehmet Selim Yetiş'in "ihalenin feshi" talebiyle ticaret mahkemesinde açtığı davaların ikisi Yetiş'in lehinde sonuçlandı. İki davada da bilirkişi raporlarının da "ihalelerin haksız feshine, adı geçen ihalelerde şartnamelerin markayı belirtmesine, şartnamelerin taraf tuttuğuna, idarenin kusurlu olduğuna" ilişkin görüş belirtmesine rağmen, Yargıtay tarafından "Adı geçen ihalelere bilerek girildiği belirtilirken, idarenin yanlışlarının olup olmadığı, idarenin kendi kusuruna dayanarak karşı tarafı suçlayamayacağı gerekçeleri ise dikkate alınmadı. Yargıtay, kararları esastan bozarak, dosyaları yeniden görüşülmek üzere yerel mahkemeye gönderdi.