Ülkemizde her dört kişiden biri haftada 60 saatin üzerinde çalışıyormuş.

Medya takibi kurumu Ajans Press’in Statista’dan ve Mckinsey Global Institüt’ten elde ettiği verilere dayanarak yaptığı bildirime göre; Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üye ülkelerinin içinde Türkiye ’de çalışan işçiler haftalık 60 saatin üzerinde çalışma performansında yüzde 23,3 daha fazla çalışma oranı ile birinci sıraya oturmuş.

Ülkemizin ardından haftalık 60 saatin üzerinde çalışan işçilerde Güney Koreli, Endonezyalı ve Hint işçiler gelmiş. Listenin son sıralarında da Amerika, Almanya ve İsveçli işçiler yer almış.

Bu verilere karşın Türk işçiler en çok çalışsalar da ekonomik verimlilik açısından bakıldığında bu kez listenin sondan yedinci olarak en son sıralarında yer aldığı görülmüş. Yani; Türkiye’deki işçiler en çok çalışmış ama bu çalışmaya karşılık en az üretenler arasında yer almış.

Ekonomik verimlilik açısından ilk sıralarda Norveç, Lüksemburg ve İrlanda yer almış. Bir Norveç işçisinin birim saat ekonomik verimliliği, bir Türk işçisinin ürettiği ekonomik verimliliğin neredeyse üç katı.

Yani; çok çalışmakla çok ve kaliteli üretim/ekonomik verimlilik gerçekleşmiyor.

Bir işletmenin amaçlarının gerçekleştirilebilmesi "iş gücünün verimli kılınması" hedefi ile ifade edilebilir. Bir işletmenin ne ölçüde üretken ve etkili olacağı çalışanların verimliliğine bağlıdır.

Çalışanların verimliliği de eğitim düzeylerine, yeteneklerine ve iş yeri ile yaşam alanlarındaki motivasyonlarına bağlı olup, motivasyon için de ekonomik faktörler, fiziki faktörler ve psikososyal faktörler ön planda yer almaktadır.

Bu verilere bakınca söz ister istemez eczanelerimize geliyor.

Birçok ilimizde eczanelerimizin çalışma saatleri yasaların ön gördüğü saatlere çekilmesine karşın, özellikle nüfusu yoğun illerimizde ne yazık ki henüz bir iyileştirme yapılamadı.

Bunun haricinde eczanelerimizin çok büyük çoğunluğu iki ya da üç eleman ile çalışmakta. Dolayısı ile eczane içi bir ayrı departmanlar olmamakta, herkes her işi yapmaya çalışmakta ki, buna biz eczacılar da dahiliz.

"Herkesi mutlu etmeye çalışan, hiç kimseyi mutlu edemez" mantığında olduğu gibi "her işi yapmaya çalışan, hiçbir işi tam olarak yapamaz" varsayımı da geçerlidir.

Üniversitelerimiz bünyesinde eğitim veren Eczane Hizmetleri Bölümü değişik nedenlerle çalışan ihtiyacımızı karşılayamadığı için çalışanlarımızın çoğunluğu eskilerin deyimi ile "alaylı" sınıfından.

Yani; her eczacı, çalışanını kendi bildikleri doğrultusunda yetiştirmeye çalışıyor, ancak bu yeterli olmuyor.

Devamlı değişen, gereğinden fazla olan mevzuat ve bürokratik işlemler, reçete karşılama sisteminin tek bir zemin üzerine oturtulamaması, kamunun eczane eczacılarından istemlerinin çoğalması, eczane işletmeciliğinin temel standardının olmaması ve idari/mali tüm sorumluluğun eczane eczacısının üzerine yüklenmesi eczane eczacısının da motivasyonunu ve iş verimliliğini düşürüyor.

Ranta dayalı plansız şehircilik uygulamalarını düzeltmek ve çalışanlarımızın yaşam alanlarını iyileştirmek biz eczacıların ellerimizde olmasa da, çalışanlarımıza mesleki eğitimler aldırarak daha organize olmalarını ve iş verimliliklerini arttırmalarını sağlayabiliriz.

Yazı konusu ile ilgili yazının yazıldığı tarihten sonra yayınlanan gazete haberi;

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/984358/8-19_saat_az_calisip_uc_kati_kazaniyorlar.html 

İLETİŞİM

e.ciftci@eczacininsesi.com
Tel : 0212 5474746

https://twitter.com/#!/ECiftci1

https://www.facebook.com/#!/ertan.ciftci1

 



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat