Temel askere gitmiş. Silahlı eğitim almaya başlamış. Temel elinde tüfek, siperdeyken komutanı sormuş:
- "Düşman önden gelse ne yaparsın?"
- "Fururum oni komutanım!"
- "Sağdan gelse?"
- "Fururum oni komutanım!"
- "Soldan gelse?"
- "Fururum oni komutanım!"
- "Ya düşman askeri arkadan gelirse?"
- "Yine Fururum oni komutanım!"
- "Ya düşman askeri hem arkadan hem önden hem de tepeden gelirse?" deyince
Temel dayanamamış patlamış:
- "Ha bu memleketin tek askeri ben miyim komutanım, niye hepsi üstüme üstüme geliyi daaa!" demiş ya, işte o hesap;
Bu memlekette yeni nesil yazarkasaya hala geçmeyen, entegrasyon kelimesini ise İlhan Mask abimizin uzay mekiği sanan bir sürü meslek varken; eczacıların sosyal medyasında dolaşan haberlere göre bizim yazarkasaların entegre olup olmadığına dair ikinci tur denetlemelere başlanmış!?
Entegre olalım olmasına da sizin entegrasyon dediğiniz şey bizim eczane işleyişine entegre değil! İlk önce onda anlaşalım:
Bizler; büyük, hiper, süper ya da gros market falan değiliz. Poşet için 50 kuruşu çıkmayan vatandaşın tüm aldıklarını kasanın yanına koyup “Eksik paranı getir de öyle al” diyen üç harfli mağazalardan da değiliz. Bizim eczane içindeki işleyiş sistemimizde sadece nakit ve kredi kartı sekmesi de yok!
Muayene ücretinden tutun da ilaç fiyat farkına, emanete alınıp katkı payını maaşını aldıktan sonra ekstre atlatıp kredi kartıyla ödeyenden tutun da, maaştan kesilecek katılım payı çeşitli nedenlerle bize ödenemeyen hastalara kadar, (bu mübarek ramazan ayında saymaya kalksam öbür senenin üç aylarına kadar sürecek kadar çok) zor ve sorunlu tahsilat tiplerimiz var.
Hangi birini entegre edeceğiz?
Nöbetlerde 90’lı yılların hit şarkısı “Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde” şarkısını söylüyoruz, bilmem haberiniz var mı???
…
Bu da yetmezmiş gibi SGK aldığı ani bir kararla hastaların ilaç ve rapor bilgisini görmemizi sağlayan modülleri KVKK gerekçesiyle kapattı. Ayşe Teyze veya Ahmet Amca bize hangi ilacım bitti, raporumun süresi ne zaman doluyor diye sorduğunda “Akıllı telefonundan bak” dememizi bekliyorlar galiba yetkililer ama bir sorun var: Kafamızda baston kırılmasına karşı önlem olarak kask dağıtmayı unuttular!!!
…
İşin esprisi bir yana, benim gibi doğup büyüdüğü semtin çocuğu eczacıların bilgisayarında bir çok kişinin E-devlet kayıtları oluşacak, her sorgudan sonra benim gibi pimpirikli eczacılar olarak aman bir sorun çıkmasın diye bilgisayarda çerez temizliği yapmak zorunda kalacağız, antivirüsleri, güvenlik duvarlarını çifter çifter kuracağız bilgisayarlara… Gerçi bunca angarya arasında sorun değil, kulağımıza damlatırız bu eziyeti ama bu kadar koruyucu kalkanın arkasında normal zamanda bile dilenci vapuru edasıyla çalışan Medula ne yapacak, onu çok merak ediyorum doğrusu???
Malum; hazret pazartesileri ve cumaları iki çalışır bir çalışmaz, canı sıkılırsa İTS sonlandırmaz, geçen ayın reçeteleri için saat 16.00’dan sonraya randevu verir, aktarım için bile saat 17.00’yi bekler…
Güya biz sabit IP alınca hiç sorun yaşamayacaktık…
Bir de paşam çifter çifter antivirüs ve güvenlik yazılımların görünce umreye gitmiş gibi yapıp sırra kadem basan esnaf tarzı “Ben Spasımı aramaya gittim, zor dönerim!” diye tabela asmasın ekranımıza !!!
Yapar mı yapar valla!!!
…
Pandemi döneminde birçok hastamızın e-devlet şifresini biz aldık, hastalarımızın mahrem bilgisi bizimle mahşere kadar gidecek, yeminimiz var Hipokrat’tan bu yana, namus biliriz sır saklamasını…
Şimdi bize KVKK denilince bu kısaltmanın açılımını Kimin Verisini Kimden Koruyorsunuz olarak algılıyoruz ve çok trajikomik bir gerekçe oluyor doğrusu…
Benim E-nabzımdaki tüm sağlık verilerimi gittiğim tüm sağlık tesislerindeki doktorlar görebilir, o şekilde ayarladım. Zira bilincim açık bir şekilde de gitmeyebilirim ki her şey var bu hayatta. Bilincim kapalı olsa o zaman benim ilaç ve tedavi geçmişimi oradaki doktorlar nasıl bilecek? Kaldı ki görmeleri ve bilmeleri de lazım. Kullandığım ilaçlar da çok klasik şeyler, Hipertansiyon ve Diyabet ilaçları kullanıyorum, benim metforminimi İlhan Mask abi görse ne yapacak, Space X ‘in üstüne vesikalık resmimle “Bu herif metformin kullanıyor” yazıp Mars’ a mı yollayacak yani?…
İlaç geçmişi ve rapor bilgisi hastanın anemnezinde önemli bir veridir. Bu veri olmadan ne doktorlar tam hekimlik yapabilir ne de eczacılar doğru tedavi süreci sağlayabilir.
Hadi Maliyeciler bunu bilmez anlamaz da karar mercilerinde yer alan sağlıkçıların buna nasıl olur verdiğini anlamak inanın hiç mümkün değil!
Y ve Z kuşakları bilmez, eskiden Televizyon kanalları 24 saat yayın yapmazlardı, gece yarısından sonra kapanırdı, insanlar televizyon bozuldu sanmasın diye de “Yayınımız sona erdi, lütfen televizyonunuzun ayarlarıyla oynamayın!” diye uyarı yazarlardı.
Çünkü televizyon bozuldu sanıp gerçekten Televizyonunu bozan keskin zekalı (!) vatandaşlar oluyordu maalesef.
Biz de eczane camlarına mı yazsak:
“Toplum sağlığının korunması için lütfen eczacılarınızın ayarlarıyla oynamayın” diye?
…
Ecz. Kadir Sedat SOFUGİL
basareczanesi@gmail.com