Bir süredir bu cümle zihnimde dolanıp duruyordu.
Copilota bu deyimi sorduğumda; hayal gücünün sınırlarını zorlayan en etkileyici kavramlardan biri olarak cevap geldi.
Bu kavram bize hem fiziksel olarak hem de metaforik olarak zengin bir düşünce alanı sunuyor.
Örneğin; bir gün eczanede oturduğunuz sandalyeden kalktınız ve ben gidiyorum diyerek çıktınız, ilk bulduğunuz uçak biletini alıp kendinizi Afrika’nın bir kasabasında buldunuz ama bir şartla yine eczacısınız!
Bakalım oralar nasılmış?
Afrika’da Eczacılık Şartları
Sağlık Hizmetlerine Erişim ve Zorluklar
Afrika kıtası, dünyanın en hızlı büyüyen nüfuslarından birine ev sahipliği yapmakla birlikte, sağlık hizmetlerine erişimde büyük zorluklarla yüzleşmektedir.
Eczacılık sektörü, bu zorlukları aşmada kritik bir rol oynamaktadır.
Ancak kıtanın farklı bölgelerinde eczacılık uygulamaları ve sağlık hizmetlerine erişim büyük ölçüde değişiklik göstermektedir.
Hem altyapı eksiklikleri hem de eğitim yetersizlikleri, bu alandaki ilerlemeyi engelleyen başlıca faktörler arasında yer almaktadır.
Afrika’da eczacılık eğitimi veren üniversiteler ve meslek okulları, kıtanın geniş coğrafyasına göre yetersiz kalmaktadır.
Özellikle kırsal bölgelerde, yeterli sayıda eczacı bulundurmak büyük bir sorundur.
Bazı ülkelerde, örneğin Güney Afrika ve Nijerya'da, eczacılık eğitimi daha yaygın ve yapılandırılmıştır.
Ancak, bu ülkelerde dahi mezun olan eczacıların çoğu büyük şehirlerde çalışmayı tercih etmekte, kırsal alanlar ise uzmanlık eksikliği nedeniyle ihmal edilmektedir.
Afrika’da eczacılık sektörünün en kritik ve problemli alanlarından biridir. Birçok kırsal bölgede, gerekli ilaçlara erişim son derece sınırlıdır.
İlaçların ithalatı ve dağıtımı, hem yüksek maliyetler hem de yetersiz altyapı nedeniyle büyük bir sorun teşkil etmektedir.
Afrika ülkelerinin çoğu, ilaç ihtiyaçlarının büyük bir kısmını ithalat yoluyla karşılamaktadır. Bu durum, fiyatların yükselmesine ve yoksulluk oranı yüksek bölgelerde ilaçların erişilemez hale gelmesine neden olmaktadır.
Yerel ilaç üretim tesislerinin eksikliği, tedarik zincirindeki bu dengesizliği daha da artırmaktadır. Örneğin, kıtanın en kalabalık ülkelerinden biri olan Nijerya'da, ilaçların yaklaşık %70'i ithal edilmektedir.
Afrika, dünyada sahte ve taklit ilaçların en yaygın olduğu bölgelerden biridir.
Bu durum, halk sağlığı üzerinde ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Sahte ilaçların yaygınlığı, yetersiz düzenleme ve denetim mekanizmalarından kaynaklanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, Afrika’da kullanılan ilaçların %30’a yakını sahte veya düşük kaliteli olabilir.
Ben de Copilotun yalancısıyım.
Fiziksel olarak değişim yetmedi ancak düşünsel olarak çok şükür bizim ülkemiz daha iyi diyerek hemen kendi küçük dünyamıza dönüveririz.
Sonra yine bir gün eczanenizde SGK kesintisi ile boğuşurken başka bir dünya var artık çok sıkıldım yeter diyerek atarsın kendini dışarı bir bakmışınız hop Viyana’dasın, şartımız neydi eczacısın eczacı kal !
Viyana’da Eczacılık Yapmanın Keyfi
Viyana, yüksek standartlara sahip sağlık hizmetleriyle tanınan bir şehirdir.
Eczacılık sektörü, sağlık sisteminin önemli bir parçasını oluşturur ve eczacılar, modern tesislerde çalışmanın avantajını yaşar. Düzenli denetimlerle kontrol edilen ilaç kalitesi ve düzenleyici mekanizmalar, eczacıların güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlar.
Eczacılık Viyana'da sadece bir iş değil, aynı zamanda topluma hizmet etmenin bir yoludur. Şehirde çeşitli eczacılık programları ve kamusal sağlık projeleri yürütülmekte olup, eczacıların hastalarla birebir etkileşimde bulunmasını sağlar.
Bu durum, mesleki tatmini artıran anlamlı bir katkı sunar.
Viyana, sanat ve müziğin başkenti olarak, eczacılar için iş dışındaki yaşamı son derece keyifli kılar.
Şehirdeki opera, müzeler, galeriler ve tarihi mekanlar, yoğun iş temposundan sonra zihninizi yenilemek için ideal bir ortam sunar. Ayrıca, Viyana’nın sunduğu uluslararası etkinlikler, şehirde çalışan bireylere kültürel açıdan zengin bir yaşam sağlar.
Her meslek gibi, eczacılık da Viyana’da bazı zorluklarla karşılaşabilir. İlaçların fiyatlandırması ve düzenlemeleri zaman zaman karmaşık olabilir. Ayrıca, şehirdeki rekabetçi eczacılık sektörü, meslektaşlar arasında sürekli öğrenme ve yenilikçilik gerektirir.
Kısaca
Viyana’da eczacılık yapmak, hem mesleki hem de kişisel açıdan tatmin edici bir deneyim sunar. Çalışma koşullarının yanı sıra şehrin kültürel imkanları, eczacılar için dengeli ve keyifli bir yaşam sağlar. Ancak, bu deneyimden tam anlamıyla faydalanmak için zorlukların üstesinden gelmek ve sürekli gelişime açık olmak önemlidir.
Yok yok burası da zormuş, biz dönelim kürkçü dükkanına
Kıssadan hisse, başka dünya metaforu içinde kendimizi kaybedeceğimiz günleri bile özler olacağımız zamanlardan geçiyoruz.
Ya Eczacı olmasaydım…
Başka bir dünya var!
Ecz. Gül Kara