Ecz. Mine ŞAHBAZ
Kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte cildin ihtiyaçları da değişiyor. Ani ısı değişimlerinden olumsuz yönde etkilenen cildinize gerekli bakımı yapıp, hem yaz aylarında güneşin cildimiz üzerinde bıraktığı hasar ve lekelerin tedavisini yapıp hem de soğuk havanın neden olacağı belirtileri ortadan kaldırarak, çok daha sağlıklı bir cilde kavuşabilirsiniz.
Cildimizin bu dönemde bakımına özen göstermezsek, kış derimize çok zalim davranabilir.
Kış aylarında soğuyan havaya karşın;derimiz vücut ısısının kaybolmaması, azalmaması için kan dolaşımını azaltır, ter ve yağ bezlerimiz daha yavaş çalışır. Kan dolaşımı yavaşladığında, cildin gereksinim duyduğu antioksidanları ve besleyici maddeleri alması zorlaşır. Ve tüm bunların sonucunda cilt kuruluğu başlar. Ama olumsuzluklar bununla da bitmez, cilt yağ kaybetmeye başlar.
Tüm bunların birleşimi ise, cildin hassaslaşmasına, dış etkilere karşı kendisini koruyamamasına yol açar ve cildimiz kaşınmaya, kızarmaya ve renk değiştirmeye başlar. Çatlayan dudaklar, kaşınan dirsekler ve T-bölgesi hassasiyeti (burnunuzun yanları, kaşlar ve hemen üstünü kapsayan bölge) bunun en önemli belirtilerindendir. Lipid bariyeri dediğimiz koruyucu tabaka incelir. Cildin esnekliği azalır. Çatlamalar, pullanmalar görülür. Tüm bu belirtileri gösteren cildin erken yaşlanmaması için hiç bir sebep kalmamıştır. Çözüm olarak, cildin lipid tabakasının desteklenmesi gerekir. Cilt tipimiz de değişikliğe uğradığından (örneğin yağlı ciltler soğukta daha az yağlanır, normal ciltler kurur, kuru ciltler ağrılı olacak kadar hassaslaşır) kışın cilt bakımı yaparken kullanılan cilt bakım ürünleri, yazın kullanılan cilt bakım ürünlerinden farklı olmalıdır. Kışın cilt bakımında kullanılan cilt bakım ürünlerinin besleyici ve nem değerleri daha yüksek olmalıdır.
Tüm bu olumsuzluklardan etkilenmememiz için özellikle dikkat etmemiz gereken bir takım önlemleri sırası ile ele alırsak;
•Kış aylarında sabah ve akşam düzenli yaptığınız cilt temizliği ve bakımında, önce sıcağa yakın ılık su kullanmanız, cildinizi durularken sonlara doğru soğuk su ile bitirmeniz cildinize şok etkisi yaratarak kan dolaşımını hızlandırır. Kan dolaşımının artması aynı yaz aylarında olduğu gibi yağ ve ter bezlerini harekete geçirerek cilt yüzeyini yumuşatır. Burada en önemli şey, bu noktadan sonra kullanacağımız nemlendiricinin bu nemi muhafaza eden ama cildin nefes almasına da izin veren bir yapıda olması ve cilt hafif nemli iken uygulanmasıdır.
•Kendisini sürekli yenileyen cildinizdeki ölü hücrelerden kurtulmak için tüm vücudunuza haftada 1 kez peeling uygulamak kış bakımının olmazsa olmazlarındandır. Cilt yüzeyindeki ölü cilt hücreleri cilt tipine göre tercih edilen temizleme jelleri, kremler peeling ve maske uygulamaları ile uzaklaştırılabilir.
•Cildiniz yağlı ise soğuğa karşı daha dayanıklıdır, yalnız bu cilt tipinin en büyük problemi nem dengesini sağlamakta zorlanmasıdır. Bu nedenle bu cilt tipinin tam tersi nemlendiricilere(su bazlı ) ihtiyacı vardır. Eğer cildiniz yağlı ise ve cildinizi daha fazla yağlandırmadan sadece nemlendirmek istiyorsanız “komodojenik olmayan (noncomodogenic)” ürünlere yönelebilirsiniz. Bu ürünler cildinizdeki gözenekleri tıkamaz.
•Kuru cilt tipleri, sabun bileşenleri içermeyen ürünler ile temizlenmelidir. Ve kesinlikle alkol içermeyen tonikleri tercih etmelidir. Bu tonikler cilt tarafından oluşturulan bakteriyel koruma tabakasını kaldırırlar ve kaşıntı, aşırı kuruluk ve iltihap kaçınılmaz olur.
•Yine kuru cilt yapısına sahip olan kişilerin 20’li yaşlarda bile göz çevresine özel serum, ampul gibi hafif formlardaki dermokozmetik ürünleri kullanmaya başlamalı ve cildin nem oranını dengeleyecek şekilde serum veya ikinci bir nemlendirici ile bakımlarını desteklemeleri gerekmektedir. Aksi takdirde cilt yaşlanması çok daha hızlı bir şekilde gerçekleşir.
•Kuru ciltler kışın pul pul dökülüyor olsa bile bunu fondöten ile kapatmaya çalışmamalıdır. Aksine fondöten sürerek daha kötü görünmesine neden olunur. Bunun yerine yüzlerine düzenli olarak haftada 1 kez peeling yapmalı, zengin içerikli bir gece kremi ya da serum kullanmalı ve mümkünse nemlendirici içeren, leke önleyici, anti-aging etkili, güneş koruma faktörlü bir kapatıcı tercih edilmelidir.
•Erkeklerde ise kış dönemi traş cildi daha çok tahriş edebilir, özellikle de traş edilen cilt zaten kuruysa bu durum çok ciddi ve sancılı bir sağlık sorununa dönüşebilir. Daha rahat bir traş deneyimi için;
-Traş jeli veya köpüğü gibi kayganlaştırıcı ürünleri kullanın!
-Traş bıçağınızı sık sık değiştirin ve keskin olduğundan emin olun.
-Kılların çıkış doğrultusunda traş olun.
-Ve traş sonrası cilt tipinize uygun nemlendirici bir krem yada balsam kullanın.
•Yaz aylarında sıcak hava, ter, dondurma-çikolata gibi yiyeceklerin fazla tüketilmesi nedeniyle sivilcelerde artış görülebilir. Soğuk havalar, akne ve akne izlerinin tedavisi için uygun zamanlardır. Tedavi amaçlı, yüzeyden uygulanacak kremler ve jeller yada ağızdan alınacak haplar doktorunuz aracılığı ile belirlenerek tedaviye başlamak için en uygun dönem yine kış aylarıdır. Ayrıca akne izleri için soyucu bazı kremlerin kullanımı ve medikal uygulamalar(kimyasal peeling, lazer, mezoterapi yada dermaroller uygulamaları) için en uygun zaman yine kış aylarıdır.
•Sert sabunlar, cilt kuruluğunu arttıran faktörler arasında yer almaktadır. Bununla birlikte, pH değeri yüksek olan kimyasallar da cilt kuruluğunun nedenleri arasında yer almaktadır. Cilt kuruluğunun nedenlerinden bir başkası da, elbette, deterjanlar ile çok fazla temas halinde olmaktır. Çamaşır ve bulaşık deterjanınızın da hassas ciltler için olan türden olması yararlı olacaktır. Kir ve yağları sökmek için oldukça güçlü formüle edilen deterjanların, yıkama sonrası kumaşlar üzerinde kalan kalıntıları hassas, çatlamış, kuru ciltleri irrite edebilir.
•Kışın cilt bakımı yaparken, duş ve banyo sonrasında cildinizi korumak için cildimizin sert olmayan havlular yardımı ile tampon hareketlerle hafifçe kurulanması ve hafif nemli iken koruyucu losyon kullanmanızın gerekliliğini de unutmamanız önemlidir
•Özellikle ev ve işyerinde ısınmak amaçlı kullanılan klima, kalorifer ortamın nemini iyice azalttığı için, yaşam alanlarınızdaki nem seviyesini bir hava nemlendirici ile arttırın.
•Kış aylarında gliserin, vazelin, lanolin içeren el kremleri sıklıkla uygulanmalıdır. El sabunları ise kuruluğu önlemek için yağlı yada kremli tercih edilmelidir. Kış döneminde ayaklar sürekli ayakkabı içinde olmasına rağmen, yaz boyunca deniz suyu ve sandalet içinde güneşe maruz kalan ayaklarımız daha fazla kurur ve topuklarda çatlaklar oluşmaya başlar. Salisilik asit ve üre içeren nemlendirici pomatlar, topuklara ve ayaklara masajla uygulanmalıdır. Bu uygulama kolaylık açısından gece uykusu öncesinde yapılabilir.
•Dudaklarımızda yağ bezi bulunmaz, bu sebeple dudaklar cildin geri kalanına oranla daha fazla kurur ve çatlar çoğu zaman dudakları yalayarak durumu daha da kötü hale getiririz. Çünkü yalayarak başlattığınız ıslanma-kuruma döngüsü dudaklarınızın daha fazla kuruyup çatlamasına neden olur. Bunun yerine, soğuk ve rüzgarlı günlerde dudaklarınızı bir atkı veya fular ile kapatıp nemini arttıracak(tercihen 15 faktör ve üzeri koruyuculuğa sahip ) bir dudak nemlendirici kullanarak bu sorunu kolayca çözebiliriz.
•Güneş ışığı, tuzlu deniz suyu, klorlu havuz sularıyla yıpranan saçlar, soğuk ve kuru havaların da etkisiyle kurur ve kabalaşır. Kuruyan saçlarda saç gövdesi hasar görür. Saçlar kabarıklaşır, taranamaz ve dökülmeler başlar. Yazın yıpranan saçları, soğuk ve kuru havaya hazırlamak için nem dengesini sağlamak gereklidir. Sağlıklı ve güvenilir içerikli saç kremleri ve nemlendirici saç maskeleri uygulanabilir. Bunların yetersiz kaldığı noktalarda kişiye özel ilaçlı ya da iğneli medikal çözümler hekimler tarafından uygulanabilir.
•Güneş ışınlarının %80 kadarı hafif bulutları, sisi ve karı aşıp yeryüzüne ve cildimize ulaşmaktadır. Uzun vadede güneş ışınlarına maruz kalmak benlerin, kırışıklıkların artmasına ve cilt kanseri gelişimine neden olabilir.
Bu nedenle yaz kış, bulutlu ve puslu günlerde bile güneş kremi kullanın. Kış aylarında, koruma faktörü asgari 15(SPF 15), UVA ve UVB ışınlarına karşı koruma sağlayan bir güneş kremi tercih edin. Güneş kremini sık sık (3-4 saatte bir) uygulamayı ihmal etmeyin.
•Kış dönemi beslenmemize de önem vererek cildimizin gereksinim duyduğu vitaminleri, antioksidanları, mineralleri ve doymamış yağları vücuda alarak cildimizin temel taşları olan B, C, E, A ve K vitaminleri açısından zengin besinleri tercih ederek dışarıdan yapmış olduğunuz bakımı içeriden de destekleyerek daha etkili hale gelmesini sağlayabilirsiniz. Omega-3 desteği, Omega-3 yağ asitlerinden EPA sayesinde güneş ışınlarının neden olduğu cilt yaşlanmasını ve var olan yaşlanma izlerini azaltarak kış cilt bakımının etkisini arttıracaktır. Kış mevsiminin meyve ve sebzeleri ile birlikte, tahıllı besinleri sık tüketmek de kış cilt bakımının daha etkili olması için olmazsa olmazlar arasındadır.
•Son olarak kış aylarında yaz aylarına göre daha az su ihtiyacımız olduğunu hissetsek de soğuk ve kuru hava nedeniyle vücut su kaybına uğrar ve terleme de azaldığı için cildimizin daha fazla nemini kaybetmesine neden olur. Bu nedenle genel vücut sağlığımız ve cildimiz için her mevsim bol bol su ve sağlıklı sıvılar tüketmeyi ihmal etmeyin. Unutmayın en yararlı nemlendirme içten dışa olandır!