-AÇIK ÇAĞRIMIZDIR...-

"Bir kez daha altını çiziyoruz… Ekonomik sıkıntı yaşanan bu dönemde, eczacılara yönelik olarak gerçekleştirilecek olan, olası haksızlık ve hukuksuzlukları kabul etmeyeceğimizi ilan ediyoruz."

İlaç ve eczacılık sektörü daha önce hiç karşılaşmadığı kadar zor bir ekonomik süreçten geçiyor…

17 yıldan uygulamada olan İlaç Fiyat Kararnamesi, dönemin koşullarına uygun olarak, düşük ve yatay seyreden döviz kuruna uygun olarak dizayn edilmişti.

İlaç sektörüne eczacılar üzerinden uygulanan Kamu Kurumu İskontoları, son dönemde hızla artan döviz kurunun etkisiyle ilacın erişimin, bulunabilirliğini iyice tehdit etmeye başladı. Oysa, ilaç, vazgeçilemez, yerine ikame konulamaz bir üründür. Sağlıkla yaşama hakkının temellerinden biridir.

17 Senedir sistemi, tüm eksikliklere ve aksaklıklara rağmen ayakta tutmayı sağlayan düzenlemelerin, son yaşanan dalgalanmalar sonucu, sistemin devamını sağlayan bir yapı olmaktan çıkarak, adeta sistemin önüne örülmüş bir duvar halini almaya başladığını endişe ile gözlemliyoruz.

Sistemin devamı için ilacı üreten/ithal eden firmaların, kamu adına ilacı satın alan geri ödeme kurumunun, dağıtım kuruluşlarının ve resmi sağlık otoritesinin bu yaşanan olumsuzluk karşısında geçmişte olduğu şekilde; kamuya ve eczacılara yapılan iskontoları kaldırma, geri ödemeden çıkarma veya ödenen miktarı eksiltme, servis sayısını azaltarak ya da personel çıkararak hizmet kalitesini düşürme ve özel koşullarda hastaya doğrudan temin etme yöntemleri gibi sadece kendi perspektiflerinden bakarak almaya çalıştıkları korunma yöntemlerinin, ülkemizin sağlık sisteminin en önemli ayağı olan ilaç ve eczacılık sektörünün yaşadığı soruna bütüncül bir çözüm olamayacağı, sorunun derinleşip bir krize dönüşmesine sebep olacağı ENDİŞESİNİ taşıyoruz.

Yükselen maliyetlerin aksine çok düşük kalmış kurdan belirlenen fiyatlarla ve  yüksek kamu iskontosu ile ne hiçbir firmanın üretim/ithalat yapmasının, ne de kamu maliyesini alt üst edecek derecede artan fiyatlara ulaşacak ilaç harcamasını karşılayacak bir geri ödeme sisteminin mümkün olmadığını, öncelikle sektörün tüm paydaşlarının yaşanan sorunun çözümü için oluşturulacak ortak paydanın asgari müştereki olarak belirlemesi gerektiğine inanıyoruz.

İnsanlık tarihinin en önemli maddi ve manevi kayıplarının sağırlar diyalogundan kaynaklı olduğu gerçeğinden hareketle; sektörün tüm paydaşlarının günü kurtaran subjektif, diğer paydaşları dışlayan, onları önemsemeyen palyatif çözümler üretme çabasına girişmelerinin, yaşanan sorunun çözümü aşamasında sadece başları kuma gömme etkisi yaparak sorunları derinleştireceğinin bilincinde olacak bilgi, deneyim ve öngörüye sahip olduklarına inanıyoruz.

Bilgisayar kaynaklı stok hatalarının tespiti ile olmayan ilaçların bulunabilirliği mümkün olmadığı gibi, evrensel iktisadi kurallara aykırı bir şekilde eczacıların kendi birikimleri ile sübvanse ederek zararına temin ve arzını sağlayacağı bir ilaç ve eczacılık hizmetinin de sürdürülmesi İMKAN DAHİLİNDE DEĞİLDİR. Bu yüzden, rasyonel çözümler üreterek yaşanan sorunları ortak akılla çözmemiz gerekmektedir. Zira ilaç; kime ne zaman nerede lazım olacağı belli olmayan, ihtiyacı olan kişinin de vakit kaybetmeksizin ulaşması gereken stratejik, bir o kadar da hayati ve iktisadi bir üründür.

Ülkemizde yaşayan yediden yetmişe herkesin ihtiyacı olduğu anda ihtiyacı olan doz ve farmasötik formda ilaca erişiminin kesintisiz devamının sağlanması tüm halkımızın hakkı olduğu gibi sektörün paydaşlarının yöneticisi konumundaki fertlerin de en hayati ve en yaşamsal hakkıdır.

Unutulmamalıdır ki hiçbir sağlık sorunu olmasa da her insan potansiyel bir ilaç kullanıcısıdır. İhtiyaç anında olmayan, bulunamayan, erişilemeyen ilaç en pahalı ilaçtır.

Bu çerçevede; ilaç  üreten/ithal eden firmaların, kamu adına ilacı satın alan geri ödeme kurumunun, dağıtım kuruluşlarının, resmi sağlık otoritesinin ve tüm resmi ve sivil eczacı meslek kuruluşlarının yaşanan sorunun çözülemez bir hal almasını önlemek amacıyla görüş ve taleplerini birbirini dinleyen ve anlayan bir yaklaşımla ortak akılla bir potada eriterek rasyonel bir çözüm bulmaları için sorumluluk almaya, bir araya gelmeye davet ediyoruz.

İLAÇ SEKTÖRÜNÜN TÜM PAYDAŞLARININ İÇİNDE OLDUĞU BİR “İLAÇ EKONOMİK KONSEYİ” NİN TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ LİDERLİĞİNDE İVEDİ OLARAK KURULMASINI VE ÇALIŞMAYA BAŞLAMASINI ÖNERİYORUZ.

Çalışmaların temeline, ilaç ve eczacılık hizmetinin temel sunucusu olan eczacıların ve eczane ekonomilerinin gereğince korunması anlayışının konulmasını istiyoruz. Bir kez daha altını çiziyoruz… Ekonomik sıkıntı yaşanan bu dönemde eczacılara yönelik olarak gerçekleştirilecek olan, olası haksızlık ve hukuksuzlukları kabul etmeyeceğimizi ilan ediyoruz.

İlaç ve eczacılık alanımıza dair önerilerimizi paylaşmayı sürdüreceğiz.

Tarihin en zorlu pandemi koşullarını yaşadığımız zaman dilimi içinde gerçekleştirdiğimiz bu çağrıyı “hastanın sağlığını baş kaygısı olarak telakki edeceğine dair” yemin etmiş bir mesleğin mensupları olarak mesleğimize, insanımıza ve yurdumuza karşı mesleki bir sorumluluk ve bir ödev olarak gördüğümüzü belirtir, bütün sorumluların ve kamuoyunun bilgisine sunarız.

Saygılarımızla…

6 Aralık 2021

ECZACININ SESİ



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat