Tekirdağ Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ufuk ERSÖZ’ ün Çorum Bölgelerarası Toplantı konuşmasını yayınlıyoruz:

Merkez Heyetinin değerli Başkan ve Yöneticileri,

Denetleme Kurulunun , Haysiyet Divanının değerli Başkan ve Yöneticileri,

Değerli Oda Başkanlarım ve Yöneticileri,

Bursa Ecza Koop ’un Değerli Başkan ve Yöneticileri,

Çorum Eczacı Odasının değerli Başkanı ve Yöneticileri,

Değerli Meslektaşlarım,

Hepinizi Tekirdağ Eczacı Odası adına sevgi ve saygılarımla selamlıyorum,

Çorum Eczacı Odasının değerli başkan ve yöneticilerine bizlere gösterdikleri misafirperverlik ve dün akşam yemekte söylediği güzel şarkı içinde çok teşekkür ediyorum.

Bu dönemin son Bölgelerarası Toplantısının mesleğimiz adına umut yaratması beklentisiyle sözlerime başlamak istiyorum.

Milletvekilliği adaylığı için Merkez Heyetindeki Görevlerinden istifa eden iki Meslektaşıma yeni hedeflerinde başarılar diliyorum. TBMM’de meslektaşlarımızın sayısının hangi partiden olursa olsun artmasının mesleğimiz açısından faydalı olacağını düşündüğümü de belirtmek istiyorum.

Değerli Meslektaşlarım,

Meslek örgütümüzle ilgili konuşacağımız, tartışacağımız, karar vereceğimiz 3 ana yapı var.

Bölgelerarası Toplantılar,

Başkanlar Danışma Kurulları,

Ve Genel Kurullar,

Elbette bu toplantılarda düşündüklerimizi söyleyeceğiz, bizce yapılan yanlışları söyleyeceğiz , eleştireceğiz,konuşacağız,

Ama en başta teşekkür edeceğiz,

Ben Teb çatısı altında görev yapan seçilmiş tüm Meslektaşlarıma , Oda Başkanlarıma ve Yöneticilerine teşekkür ediyorum.

3 gündür eczanelerimizden uzak, ailelerimizden uzak, burada toplantılar yapıyoruz, elbette herkes mesleği için çalışıyor ,emek veriyor,katkı koyuyor bundan şüphemiz yok.

Lütfen Söyleyeceklerimi, eleştirilerimi, kişiselleştirmeyin, eleştiri yapanları anlamaya çalışın, neden eleştiriyorlar, ne söylüyorlar, neden söylüyorlar diye düşünün!

Merkez Heyeti politikalarından memnun olanlara diyecek bir şeyim yok, ama ben doğru bildiğim, inandığım şeyleri, gördüğüm yanlışları söylemeye devam edeceğim.

Bu döneme baktığımızda dikkatimizi çeken nokta Oda Başkan ve Yöneticilerinin birbiriyle fazla görüştürülmek istenmemesiydi. Bugüne kadar Toplam 5 Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı yapılmış, 6.ıncısı yapılır mı?

Zannetmiyorum!

İlginçtir,

Yapılan 5 Başkanlar Danışma Toplantısının İkisi ,

bir başka Toplantı vesilesi ile yapılmış.

Biri Eczacılık fuarı ,

Diğeri de Adana’daki Bölgeler arası Toplantı

Aslında 3 tane Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı yapılmış olarak da değerlendirilebilir.

Bu dönem tabanının sesine fazla kulak vermek istememiş Merkez Heyetimiz!

Ben eski Konuşmalarıma baktım geçen dönemde çok Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı yapıldı diye eleştirmişim. Geçen dönemin çalışma raporuna baktım 13 tane yapılmış.

Demek Bizi yönetenler, bu dönem fazla görüşmemizi istememiş çıkan sonuç bu!

Bu dönem eylemsiz, tepkisiz, bir yönetim anlayışı var!

Bunu eylem yapmadık, tepki göstermedik anlamında söylemiyorum,

Geçen döneme baktığımızda bir tane miting, bir tane kepenk kapama eylemi yapmışız,

Bu dönemde başımıza gelenleri geçmiş dönemle mukayese edersek en azından bunları tekrarlamamız lazımdı diye düşünüyorum .

Geçen dönem Sami Türkoğlu’na yazılan cevapla başlayan gerginlik, miting ve kapama ile doruğa çıkmıştı.Bu dönem biraz daha görüşmeci,uyumlu ve kabullenici bir politika izlenmeye çalışıldığını görüyoruz.

Demek ki bizi yönetenler gerginlik yaratmanın ve kavga etmenin fayda vermediğini görmüşler.

Hepimiz biliyoruz ki İlacı zehirden ayıran dozudur, eğer dozu fazla kaçırırsanız tedavi edeyim derken ilacı kullanan kişiye zarar verirsiniz.

Dozunda verirseniz kullanan kişi fayda görür.

Demek geçen dönem dozu fazla kaçırmış Merkez Heyetimiz,

Bu dönem de dozda azalma görüyoruz,

Hepimiz biliyoruz ki, dozu da azaltırsanız kullandığınız ilacın hastaya bir faydası olmaz !

Demek ki doz önemli…

Bu Dönem daha Derin bir Yönetim anlayışı görüyoruz, Mesleki Politikalarımızı bir anda değiştirebiliyoruz. Buna somut bir örnek verebilirim;

Yaşadığımız, İlaç Takip Sistemine bildirim karmaşası;

2009 yılında bölgemizde İTS ile ilgili bir panel düzenlemiştik ,konuyu ne kadar önemsediğimizi anlatmak için söylüyorum.

Bu panelde meslektaşlarımıza ayrıntılı bilgi vermiştik ,enine boyuna tartışmıştık ve daha sonrada gerek başkanlar danışma kurulu toplantılarıyla, gerek Merkez Heyeti Toplantılarıyla, hep beraber meslek örgütü olarak İTS ile ilgili politikamızı oluşturmuştuk ve mücadele etmeye başlamıştık.

Vardığımız ortak nokta şuydu;

‘’ İts’nin bir takım koşullar gerçekleşmeden mevcut haliyle zararlı olduğu’’,

İts ile ilgili süreçte 2 temel parametre bizim için çok önemliydi;

1-Stok zararlarını güvence altına alan bir kararname çıkması, yani resmi bir devlet garantisi.

2-Bir kereye mahsus Stok düzeltme hakkı .

Bu 2 parametre gerçekleşmeden ne olursa olsun, biz İts bildirimi yapmayacaktık,

İzleyeceğimiz Politika buydu!

Hatta bu konuda başka bir adım atmayacaktık.

Sonra ne oldu?

Hepinizin bildiği gibi Ankara’dan İlaç Takip Sistemine mal alış ve stok bildirimi yapın buyruğu,

Tepkiler üzerine mal alış kaldırılıp sadece stok bildirimi yapın emri,

53 oda ve Merkez Heyeti olarak karar verdiğimiz bir konuda bir Oda Başkanı olarak haberimiz bile olmadan yapılan bu politika değişikliğini içime sindiremedim. Merkez Heyetinde üyesi bulunan 4 Oda Başkanı acilen konuyu değerlendirdik ve 53 odayı paylaşarak sadece İts konulu Başkanlar Danışma Kurulu isteyen bir metin hazırlayıp imzaya açtık! Tüm engellemelere karşın 23 oda bu deklarasyona imza koydu bu 23 odanın,

Üye sayısı------------------ -------------20980

Odalara kayıtlı toplam üye sayısı------------ 30373

Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetinin hakim üyeleri ,

Türk Eczacıları Birliğine bağlı olan %69 ‘un temsilcilerinin bu demokratik isteğini dikkate bile almadı

Cevap vermeye, tenezzül bile etmedi,

Demokratik bir çağrı yapan bizleri, İsyancı olarak gördü!

Şimdi size soruyorum?

Nerede kaldı Katılın beraber yönetelim sloganları,

Nerede kaldı Ortak akıl sloganları,

Nerede kaldı meslek örgütümüze Demokrasi getiriyoruz sloganları,

Bumudur sizin beraber yönetelim anlayışınız!

Bumudur sizin ortak akıl anlayışınız!

Bumudur sizin meslek örgütündeki Demokrasi anlayışınız!

Sizin Bu yönetim anlayışınızın tanımı sözlüklerde başka bir şekilde yazıyor.

Değerli Meslektaşlarım,

Diyelim ki bu konuda bir politika değişikliğine gitmek istiyorsunuz veya bu yöntemin stok zararlarımızı geri almada daha doğru olacağını düşünüyorsunuz,

Tamam,

Olabilir, ama yapılması gereken şudur,

Önce Merkez Heyetinde mutabakat sağlarsın,

Sonra Çağırırsın Oda Başkanlarını,

Anlatırsın bu politika değişikliğinin sebeplerini,

Bu yöntemin, bize getireceği faydaları,

Dinlersin bizleri,

Farklı düşünceleri,

Ve o toplantının sonucunda, çıkacak kararı, içimize sinse de sinmese de uygularız.

Bizim beraber yönetelim den, ortak akıldan,demokrasiden anladığımız budur.

Zaten siz 4 yıldır kimin söylediğine bakıyorsunuz,

Ne söylediğine bakmıyorsunuz

Esas olan temel sorun budur.

Konuşmacıları dinlediğimizde bazı odalar bu dört oda ve devamında 23 oda ile ilgili bölücü ayrıştırıcı sıfatlarını kullandılar. Bu odaların yaklaşımı buysa ve farklı düşünen , sorgulayan odaları bu sıfatlarla suçlayacaklarsa o zaman bu toplantıları yapmaya hiç gerek yok,

Merkez Heyetinde sayısal olarak fazla olanın dediği ve düşündüğü olacaksa ve buna tepki gösterilmeyecekse , bu Odaların Demokrasiden anladıkları ile bizim gibi düşünen,sorgulayan Odaların Demokrasiden anladıkları farklı olsa gerek.

Merkez Heyetimiz,

Üye sayısı 20980 olan Odaların çağrısını dikkate almayacak,

Ülkemizdeki eczacıların %69’unu oluşturan Odalar, sadece ve sadece İlaç Takip Sistemine Mal Alış ve Stok Bildirimi konusunu tartışmak istediği bir Başkanlar Danışma Kurulu Toplantısı isteyecek,

Ve bu toplantıyı isteyenler bölücü ve ayrıştırıcı olacak,

İnanarak mı söylüyorsunuz bunları!!!!!

Aslında bu anlayış bana aynen mevcut siyasi iktidarın uyguladığı ve adına da İleri Demokrasi dediği Yönetim Tarzını hatırlatıyor. Ben Merkez Heyetinin Hakim Üyelerine böyle bir Yönetim Tarzını uygulayarak,Meslek Örgütümüze İleri Demokrasiyi getirdikleri için çok teşekkür ediyorum.

Değerli Meslektaşlarım,

4 senedir bu Örgütü bölünmenin eşiğine getiren;

Merkez Heyetinin, sayısal olarak hakim kısmının,

Dar Kadrocu,

Biat kültürüne dayalı,

Antidemokratik,

Ben yaptım oldu diyen,

ve paylaşımdan uzak yönetim anlayışıdır.

Eleştirebilirsiniz,

Eleştirilebilirisiniz de,

Yanlış ta yapabilirsiniz,

Ama,

Yaptığınız yanlışı sorgulamayıp, aynı tavrınızı, sürdürmeye devam ederseniz,

Yaptığınız yanlışlardan ders almazsanız,

Asıl bu meslek örgütünü siz bölersiniz.

Birde tersten devam edelim yapsaydınız bu toplantıyı ne kaybederdiniz?

Bence hiçbir şey, Hiçbir şey kaybetmezdiniz

Niye bu çağrıya cevapsız kaldınız?

Yoksa Sağlık Bakanlığına bizim onayımız olmadan söz mü verdiniz?

Söz vermedik diyebiliyor musunuz?

Birde Stok Zararlarının telafisi ile ilgili kararname çıkaracaktı Sağlık Bakanlığı!

NerEde o kararname?

Bırakın başkanlar danışma kurulu toplantısı yapmayı,

Neyi kapsadığını bilmediğimiz ,firmalara ne tür yaptırım uygulatacağı belli olmayan ve henüz yayınlanmamış bir kararnameye dayanarak eczane stoklarının ilaç takip sistemine kaydedilmesinde ısrar ettiniz.

Ne oldu?

Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değdi mi?

5 ay bitti, belirsizlik devam ediyor,

Firmaların sadece %20 si farkları ,Depolara ve Koop’lara aktarmışlar,

Bugüne kadar bu Meslek Örgütü , konuştuğu, tartıştığı hiçbir konuda ayrı hareket etmedi,

Fikir ayrılığına düşse bile Başkanlar Danışma Kurulunda aldığı her kararı uyguladı,

İşte bizim örgüt disiplininden, örgüt içi demokrasiden ,ortak akıldan anladığımız budur.

Değerli Meslektaşlarım, şimdi ne oldu?

İTS konusunu tartışamadığımız için bu konuda ayrıldık, ayrıştık, ayrı davranmak zorunda bırakıldık,

İlk defa bir konuda biz eczacılar farklı davrandık,

Ama bunun tek sebebi var ,

Merkez Heyetinin,dialogdan uzak, anti demokratik tavrı…

Ben yaptım oldu tavrı…

Aslında bir önceki dönem 4 Aralık Kepenk Kapama sürecini hatırlayın,

Başkanlar Danışma Kurulu yapmadan bir anda Kepenk Kapattık.

Kim aldı Kepenk Kapatma Kararını?

Almadığımız bir karara uyduk.

Ankara’dan Bize ettiğiniz bir telefonla 24 bin eczaneyi kapattık.

Bizce Doğru olmadığını bile bile uyduk,

Bölgemizde yaptığımız toplantılarda eylemin meslek örgütümüzün ortak kararı olduğunu, bir fayda sağlamayacağını düşündüğümüz halde uymak zorunda olduğumuzu anlattık ve meslektaşlarımızı ikna ettik.

Sonuç;

Siyasi iktidarın hışmına uğrayan bir meslek örgütü,

Bürokrasinin görüşmediği, hatta bir dönem yazı bile göndermediği Merkez Heyeti,

Sorguladık mı Kepenk Kapama kararını ve bu kararı alanları?

Hayır..

Nerede bu kararı alanlar?

Değerli meslektaşlarım,

Hayatımın hiçbir döneminde umudumu kaybetmedim,

En zor dönemlerimde bile bir çıkar yol bulmaya çalıştım,

Bu dönem de umutluyum,

Her zaman haksızlığa karşı mücadele ettim,

Etmeye de devam edeceğim,

Hiçbir zaman eğilip bükülmedim,

Bundan sonrada eğilmeyeceğim, bükülmeyeceğim,

İnandığım yolda,

Tabanımdan kopmadan,

Yürümeye devam edeceğim.



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat