ECZACININ SESİ/ ÖZEL HABER

İstanbul’ da 2 Başkan aday adayı…

İstanbul’ da Eylül- 2021 oda seçimleri hazırlıkları başladı.

İstanbul Eczacı Odası yönetiminde bulunan İstanbul Eczacı Hareketi içinde, önümüzdeki dönem için seçim çalışmaları başladı. Oda seçimleri Eylül- 2021 tarihinde gerçekleşecek.

İstanbul Eczacı Odası Başkanı Ecz. Z. Cenap Sarıalioğlu önümüzdeki seçimlerde oda başkanlığına aday olmuyor...

İstanbul Eczacı Odası Yönetiminde olan ekibin Başkan adayları adaylıklarını açıkladı.

Güvenilir kaynaklardan e- gazetemize gelen bilgiler şöyle:

Yönetimdeki Ekip İç Toplantı Yaptı

Oda yönetimindeki İstanbul Eczacı Hareketi’ nin kendi içinde yaptığı toplantıda 2 Başkan adayı çıktı…

Geçmiş dönem Genel Sekreterlerinden Ecz. Serdar Göksan bu dönem oda Başkanlığına aday olduğunu açıkladı. Göksan’ ın yanında, mevcut Genel Sekreter Ecz. Şeker Pınar Özcan’ da önümüzdeki dönem için Başkan adayı olduğunu bildirdi.

Mevcut Sayman üye Ecz. Zeki Salih Özcan ise Genel Sekreter adayı olacağını açıkladı. Yönetimde olan İstanbul Eczacı Hareketi, kendi içinde gerçekleştireceği ÖN SEÇİM sonrası adaylıklarını kesinleştirerek İstanbul Eczacı Odası seçimlerine katılacak olan listelerini belirleyecekler.

Serdar Göksan’ dan “Son Derece Manidar” Mesaj

Diğer yandan Başkan aday adaylarından Serdar Göksan’ ın İstanbul Eczacı Hareketi mensuplarına gönderdiği adaylık açıklama mesajı ise kulislerde “son derece manidar” olarak yorumlandı.

Göksan’ ın söz konusu mesajı şöyle:

“Değerli İEH Meclis Üyeleri;

İEH olarak 2013 yılında “Diren Samimiyet” parolasıyla çıktığımız yolda üst üste büyük başarılar kazandık. 2015’te 60 oy farkla kazandığımız seçimden sonra, 2017 ve 2019’da 1750 oy gibi tarihi zaferler kazandık. Bunları müthiş bir ekip çalışmasıyla yaptık.

Bizler mesleğimiz için mücadele ederken karşı karşıya olduğumuz sorunlar da ağırlaşmaya ve çoğalmaya devam etti. Özellikle Sağlıkta Dönüşüm Politikalarıyla “eczacılık” alanı dönüşmeye ve eczanelerimiz açısından sürdürülebilirlik tehlikesi baş göstermeye başladı. Sağlık politikaları sosyal devlet anlayışından sermaye egemenliğine terk edildikçe bizler de bundan payımıza düşeni alır olduk. Örneğin;

Bugün sağlık harcamalarının GSYH içindeki payı 1990’lı yılların gerisine düştü. Aynı şekilde serbest eczane kamu finansmanı oranının GSYH içindeki payı da yıllar içinde azalmaya devam ediyor. Kişi başı cepten yapılan sağlık harcaması her geçen gün artıyor. Tüm bunlara rağmen özel hastanelerin toplam bütçeden aldığı pay ise yükselmeye devam ediyor. Yani devlet elini eczanelerden ve vatandaşının sağlık ihtiyacından çekerken özel hastanelere ise kaynak aktarmaktan çekinmiyor.

Ülkemizde eczane ekonomileri, fakülte enflasyonu, kamu eczacılığının yaşadığı eşitsizlik sorunu gibi sorunlar canımızı yakarken dünya genelinde ise ilaç ve eczacılık alanı büyümeye ve kabuk değiştirmeye devam ediyor. Dünya ilaç pazarındaki denge geleneksel ilaçlardan biyoteknolojik ilaçlara doğru kayarken, ilaç Ar-Ge’sinde küçük araştırma şirketlerinin yıldızının parladığı yenilikçi bir model göze çarpıyor. İşte en somut örneği, Biontech aşısı!

Özetle bizler sorunlarımızla mücadele ederken dünyada mesleğimiz bambaşka bir ivme ile gelişmeye devam ediyor. Ve tabandaki meslektaşlarımız artık meslek örgütlerine dair sorunlarına çözüm, geleceklerine katkı beklentilerini çok daha yüksek sesle dile getirmeye başlıyor.

İlaç bizim uzmanlık alanımız ise ilaç üretiminde ve ilaç politikalarında aktif olunmasını, fitoterapi bizim uzmanlık alanımız ise ilaç dışı ürünlerin internet vb ortamlarda kontrolsüzce satılmasının önüne geçilmesini, istihdam artık kapımızdaki tehlike ise fakülte enflasyonuna son verilmesini bekliyor meslektaşımız.

Tüm bunların yolu da güçlü ve etkin meslek örgüt yapısı ile meslektaşlar arası dayanışmadan geçiyor.

Sevgili dostlar;

Ben 1999 yılından itibaren Odamızın neredeyse her kademesinde çalıştım. Yıllarca bölge temsilciliği, denetçi eczacılık, belge tetkik komisyon üyeliği, 2 yıl Oda Saymanlığı ve 2015-2019 yılları arasında da Genel Sekreterlik yaptım. Tüm bu tecrübelerimin ışığında, 2013 yılında başladığımız ve 2017,2019 seçimleriyle taçlandırdığımız mücadelemizde 2018’den itibaren, yönetim, örgütlenme, meclis çalışmalarımızda ve özellikle heyecanımızda bir gerileme gözlemliyorum. Bazı arkadaşlarımız bizden ayrılıyor, bazıları ise sessizce evine, eczanesine, köşesine çekiliyor. Ben Genel Sekreterlik yaptığım dönemde bu kan kaybını ve heyecan eksilmesini gördüğüm andan itibaren yönetim kurulunda birçok şeye müdahale ettim. İtiraz ettim. Bunun sonucunda Sevgili Başkan ile aramızda fikir ayrılıkları oluştu. Bu da yönetim ortamında çatışmaya sebep oldu. Takdir edersiniz ki böyle bir ortamda yapılan çalışmalardan çok verim alamazsınız, yeterince üretken olamazsınız. Bu durumun Hareketimize zarar vermemesi için, 2019 yılında Başkan devam etme kararı alınca çatışma ortamının sürmemesi adına ben tekrar Genel Sekreterlik için aday olmadım. Yönetimden ayrıldıktan sonra içerideyken gözlemleyemediğim birçok eksikliğimizin de daha net olarak farkına vardım.

Gelinen noktada kurumsallaşmış ve daha verimli bir meclis yapısına, katılımcı karar mekanizmalarına, kadrolarının önünü açan, ayrıştırmayan, çalışmalarına destek veren bir yönetim anlayışına her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğunu görüyor ve çözümlerini biliyorum.

1999 yılından itibaren Odamızın her kademesinde emek vermiş bir yol arkadaşınız olarak;

Tüm bu birikimlerimle, yeniden ve daha katılımcı bir anlayışla, her şeye tek merciden karar veren değil, ekip ruhuyla hep birlikte yöneterek, her üyemizi yeniden heyecanlandırarak, İEH’yi daha çok sevdirmek, ileri götürmek, tekrar seçim yapılan okul bahçesinde erik dalı oynayacak kadar samimi bir İEH ile 1750 değil, mümkünse 3750 oy almak için,

Eylül 2021’de yapılacak Oda seçimleri öncesinde İEH meclisimizde Oda Başkanlığı için aday olduğumu bilgilerinize sunuyorum.

Saygılarımla. Eczacı Serdar Göksan.”



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat