Yaşanan anlamsız kaosun temel nedeni ise Merkez Heyetinde özellikle son iki yıldır izlenen tepkisiz tavır ve artan İTS aşkı”

Aslında İTS ‘ni kimlerin ve neden istediklerini değerlendirmek gündemdeki bir çok sorunun yanıtını kolayca bulmamızı sağlayacaktır”

Uzunca bir süredir , Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü ve SGK ‘nun üst düzey yetkilileri farklı ortamlarda meslektaşlarımıza yeni bir çalışma sürdürüldüğünü ve eczanelerin artık dağıtım kuruluşlarına ödeme yapmak zahmetinden kurtulacağını (!) müjdeliyorlar”

Başka bir deyişle eczaneler hizmet alınan maaşlı kurumlara dönüştürülmek istenmektedir”

Aslında Merkez Heyetinde 4 Aralık eczane kapama eylemi sonrasında başlayan sessiz, yetersiz ve silik tavrı meslektaşlarımızı ciddi biçimde kaygılandırıyor”

 

EKSEN KAYMASI MI ?

Mesleğimizle ,sağlık hizmetleri ile ve ülkemizle ilgili çözüm bekleyen onlarca sorun varken ,bizler altı ayı aşkın bir süredir 18.Aralık.2010 tarihinde gerçekleşen fiyat indirimleri ve KKİ artışlarından oluşan kayıplarımızın telafisi için zamanımızı ve enerjimiz harcıyoruz. Oysa sadece Cuma günleri gerçekleşen indirimler bile eczanelere yıllık % 5’in üzerinde kayıplar yaşatıyor.Sorunun çözümü için geçiş süresi gibi akılcı ve kalıcı bir yöntem bulmak yerine geçici çözümler peşindeyiz.

Yaşanan anlamsız kaosun temel nedeni ise Merkez Heyetinde özellikle son iki yıldır izlenen tepkisiz tavır ve artan İTS aşkı. Daha önceleri İTS’ ne şartlı evet diyen,kaygılarını,çekincelerini ve ön koşullarını (mahcup bir tavırla da olsa) ortaya koyan,üyelerine sakın İTS’ ne bildirim yapmayın çağrıları yapan bir yapı , ne değişti de her şeyi bir kenara bırakarak ateşli bir İTS destekçisi oldu ? Yoksa son dönemlerde bir çok kişi ve kurum için sıklıkla duyduğumuz eksen kayması meslek örgütümüz için de mi geçerliydi ?

Bilmeyenler için söyleyelim, TEB Merkez Heyeti geçtiğimiz günlerde ,bu yöntemle altı aydır yaşanan sıkıntıları,aksaklıkları,eczacı odalarının uyarılarını ve üyelerinin kaygılarını göz ardı ederek bundan sonraki tüm fiyat indirimleri ve KKİ artışları için , ‘’oy çokluğu’’ ile İTS ‘ne bildirim yapılması kararı aldı.

Oysa bu yöntemin akılcı ve pratik bir çözüm olmadığı , altı aydır yaşananlar sonrasında deneme yanılma yöntemi ile açıkça görülmüştür.O tarihlerde Merkez Heyetinin stok düzeltme hakkı geliyor,kararname yolda söylemlerine ve ısrarlı çağrılarına uyarak İTS’ ne bildirim yapan ve Ocak Ayında fatura keserek Şubat ayında KDV’ sini ödeyen meslektaşlarımıza bu günlerde dağıtım kuruluşları kendi bütçelerinden ödemeler yapıyorlar.Ancak dağıtım kuruluşları bu rakam ile ilaç firmalarından gelen rakam arasında oluşacak farkı (kesilen faturalarda imalatçı değil depocu fiyatları baz alınmış ve mal fazlaları da yer almıştı) eczanelerden geri almak durumunda kalacaklardır.

Aslında İTS ‘ni kimlerin ve neden istediklerini değerlendirmek gündemdeki bir çok sorunun yanıtını kolayca bulmamızı sağlayacaktır.

Uzunca bir süredir , Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü ve SGK ‘nun üst düzey yetkilileri farklı ortamlarda meslektaşlarımıza yeni bir çalışma sürdürüldüğünü ve eczanelerin artık dağıtım kuruluşlarına ödeme yapmak zahmetinden kurtulacağını (!) müjdeliyorlar. İlk bakışta sevimli gibi görünen bu projeyi incelendiğinde , eczanenin SGK’ na keseceği fatura üzerinden eczaneye ödeme yapılırken ,ticari ıskontolardan ve mal fazlalarından arındırılmış yani kurum tarafından hesaplanan ya da öngörülen karlılık üzerinden bir ödeme yapılacağı görülmektedir.Eczanelerin artan işletme giderleri bu hesapta göz ardı edilmektedir.Başka bir deyişle eczaneler hizmet alınan maaşlı kurumlara dönüştürülmek istenmektedir.

Bu yöntemin hayata geçirilmesi için en önemli alt yapı ise eczanelerin İlaç Takip Sistemi’ ne stok ve mal alış bildirimlerini tamamlaması olarak dile getirilmektedir.

Diğer taraftan özellikle çok uluslu ilaç firmaları bu projeye ve İTS’ ne açıktan destek veriyorlar.Gerekçe olarak da eczanelerden ve dağıtım kuruluşlarından alacakları paraların garanti altına alınmasını ve kendi ilaçlarının takibini öne çıkarıyorlar.

Sağlık Bakanlığı , SGK ve çok uluslu ilaç firmaları dışında İTS ’ni destekleyen ve savunan yegane kurum TEB Merkez Heyeti olarak görülmektedir.

18.Aralık sürecinin başlangıcında Eczacı Odaları ile birlikte yol haritası çizemeyen hatta bu yönde kendi içerisinde alınmış ortak bir kararı bile olmayan,ilaç firmaları ve dağıtım kuruluşları ile akılcı ve pratik bir yöntem için görüşerek çözümü oluşturmak yerine dayatmacı tavrı benimseyen Merkez Heyeti şu sıralar başlangıçta öngöremedi depocu fiyatı-imalatçı fiyatı farkı ve MF’ ler nedeniyle oluşan farklar yüzünden özellikle yerli ilaç firmalarına çok kızgın.

Bazı firmaların eczanelerde oluşan kayıplarının telafisi için adım atmadığı ve ülkemizdeki ilaçların yaklaşık % 50 ‘ sinde ticari ıskonto bulunmadığı ,bir çok ilaçta ise ticari ıskontonun % 7 ‘ nin altında uygulandığı bir süreçte ilginç şeyler de oluyor. Geçtiğimiz hafta mahcup bir ifade ile gündeme taşımaya çalışılan ticari ıskonto sorununu bir çok firma tarafından kısıldığı süreçte kimlerin ve neden hedef gösterilmeye çalışıldığına bakınca ne tür hesaplaşmaların içinde olunduğu daha kolay anlaşılmaktadır.

Neredeyse her iki yılda bir ticari ıskontolar öne çıkarılarak Merkez Heyetince belirlenen ve meslektaşlarımıza hedef gösterilen firmalara boykot yaklaşımı kalıcı bir çözüm değildir.İlaç firmalarının iki dudağı arasında ve keyfiyetine bırakılmış bir karlılık yerine ,Merkez Heyetinin çok iyi ilişkiler içinde olduğu ve uyumlu çalıştığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü ile yeni bir fiyat kararnamesinde taleplerimize uygun ve akılcı bir düzenleme yapmak yerine belli aralıklarla meslektaşlarımıza kendince hedefler göstermek , zaman ve enerji kaybından başka bir anlam ifade etmeyecektir.

Üstelik iki yıl önce yapılan firma boykotları sırasında kimler tarafından rekabet kurumuna şikâyet edilip ne bedeller ödediğimiz hafızalarda yerini korurken.

Aslında Merkez Heyetinde 4 Aralık eczane kapama eylemi sonrasında başlayan sessiz, yetersiz ve silik tavrı meslektaşlarımızı ciddi biçimde kaygılandırıyor.

Meslektaşlarımız örgütümüzden; Ülke ve meslek sorunlarına duyarlı, gündem oluşturan ve tavır koyabilen bir yaklaşımı hala umutla bekliyorlar. Merkez Heyetinde özellikle son iki yıllık süreçte ortaya çıkan bu tavrı eksen kayması olarak değerlendirmek istemiyorlar. Ülkemizin dört bir yanında tüm güçlüklere karşın sağlık hizmetini sürdüren ve geleceğe umutla bakmak isteyen eczacılar bir çok kesimin imrenerek baktığı örgütlü yapılarına ve meslek örgütlerine güvenmek istiyorlar.Bunu da fazlası ile hak ediyorlar.

Saygılarımla…

Ecz. Tuncay Sayılkan

İZMİR ECZACI ODASI BAŞKANI



Dosya

Özgür Köşe

Dünyada Eczacılık

Sektörel Bakış

Çepeçevre

Kültür Sanat